İstanbul'u son günlerde etkisi altına alan yağmurun barajlara hiç bir faydası olmadı. Hatta aksine, barajlardaki doluluk günden güne azalıyor. Uzmanlara göre bu düşüşün en önemli sebebi ise yağışların çok hızlı olması, bölgesel olması ve yüzeyde kalmaması.
NEDEN İŞE YARAMADI
Son yağışların neden barajlara bir etkisinin olmadığını değerlendiren uzmanlar, özellikle yağışların yüzeysel akışa geçip denize dökülmesine ve bölgesel olmasına dikkat çekiyor. Suyun barajlara faydalı olabilmesi olması için yavaş yavaş yağması gereğine dikkat çeken uzmanlar, ayrıca kışın beklenen kar yağışlarının gerçekleşmemesinin barajların bu kadar düşmesinde çok önemli olduğunun altını çiziyor. Dönemsel yağışların ise önemli bir etkisinin olmayacağının altı çiziliyor.
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Şen, yağışların neden etkili olmadığını şu sözlerle anlattı:
"Bu yağışlar, bir anda ve hızlı yağıp çok fazla suyu aşağıya indirdiği için yüzeysel akışa geçip denizlere akıyor. Yağışın toprağa temas etmesi, toprağa geçip yeraltı sularını beslemesi lazım. İstanbul gibi betonlaşmış, asfalt bir yerde toprağı göremiyorsunuz. Ya gölet oluyor ya da akıp gidiyor. Yeraltına etkisi olmuyor. Yüzeysel akışa geçiyor. İstanbul'da yapılaşma çok. Su toplama havzaları imara açılmış, çok yapılaşma var. Dolayısıyla bu yağışların barajlara etkisi beklenilen şekilde olmuyor."
Prof. Dr. Orhan Şen, barajlarda su havzalarındaki betonlaşmanın da olumsuz etkilerinin görüldüğünü kaydederek, barajların su tutmasında ormanlık alanların korunmasının büyük önem taşıdığını sözlerine ekledi.
Şen ayrıca küresel ısınmadan dolayı bölgede iklim değişikliğinin meydana geldiğini ve Türkiye'nin artık "yarı tropik iklim" sisteminde kabul edilmesi gerektiğini anlattı. Şen, "Yarı tropikal iklim" sisteminde, mevsim değişimleri sırasında kısa süreli sağanağın normal olduğunu aktararak, şu bilgileri verdi:
"Tropik iklim kuşağı, 30 derece enlemlerinden başlar ancak küresel iklim değişikliği nedeniyle kuzeye doğru kaymaya başladı. Yarı tropik olan kısım, bizim bölgemize geldi. Daha ileriki senelerde, tropik iklime doğru girmeye başlayacağız. Aşırı yağışlar, kuraklık, fırtına, hortum, bu iklim değişikliğin sonuçlarındandır. Küresel ısınmadan önce tabi ki bu yağış normal değildi. Dünyanın ortalama sıcaklığı 2 derece artış gösterdi. Bunun yanı sıra sera gazlarından en önemlisi olan karbondioksit 400 ppm'e çıktı. 400 ppm, geçmişte görülmemiş bir değer. Dolayısıyla dünya ısınmaya devam ediyor. Isınma devam ettikçe Türkiye'de bunun etkileri, sellerle fırtınalarla kuraklıkla kendisini gösterecek. Yani, küresel iklim değişikliği nedeniyle Türkiye'de mevsim değişimleri döneminde, afet şeklindeki faydadan çok zarar veren aşırı yağışlar bundan sonra da olacak."